Eski ABD Başkanı Donald Trump, kripto para piyasasında ses getirecek bir finansal hamleyle yeniden gündeme geldi. Haziran 2025’te açıklanan resmi mali beyanlara göre Trump, merkeziyetsiz finans (DeFi) platformu olan World Liberty Financial (WLF) aracılığıyla 57 milyon dolardan fazla gelir elde etti. Bu gelişme, politik figürlerin DeFi alanındaki etkisini ve etik tartışmaları bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
Trump’ın World Liberty Financial üzerinden elde ettiği kazanç, sadece yüksek meblağlarla sınırlı değil. Aynı zamanda sahip olduğu 15,75 milyar adet yönetişim tokenı (governance token) ile platform üzerinde ciddi bir söz hakkına da sahip. Bu tokenlar, projedeki kararlarda oy kullanma yetkisi sağlıyor ve genellikle uzun vadeli bağlılık gösteren yatırımcılara veriliyor.
Raporda, Trump’ın bu gelirleri tam olarak hangi yöntemle elde ettiği belirtilmiyor. Gelir; token satışından, staking (kilitleme) ödüllerinden ya da token değerinin artmasından kaynaklanmış olabilir. Ancak net olan bir şey var. Trump, DeFi platformu üzerinden milyon dolarlık bir serveti kasasına koydu.
World Liberty Financial, Eylül 2024’te kurulan ve stablecoin çözümleri ile likidite havuzları üzerine yoğunlaşan bir DeFi platformu. Şirket, iki büyük halka açık token satışı yoluyla toplamda 550 milyon dolara yakın yatırım topladı. Bu süreçte, sektörün tanınmış isimleri olan Justin Sun ve Web3Port gibi yatırımcılar da projeye büyük destek verdi.
Platform, geleneksel finansal sistemlerden bağımsız, merkeziyetsiz bir finans yapısı sunduğunu iddia ediyor. Ancak Trump gibi yüksek profilli bir ismin bu ekosistemde önemli bir paya sahip olması, platformun tarafsızlık ve toplum odaklı yönetişim ilkeleriyle çelişebilir.
#Trump's initial financial disclosure as president: Earned $57.35 million in profit from #WLFI token sales, owning 15.75 billion WLFI governance tokens. pic.twitter.com/RFZRWo9Bud
— SCALPER (@Scalper890) June 14, 2025
Son yıllarda merkeziyetsiz finans projeleri, sadece teknoloji meraklılarının değil. Aynı zamanda ünlülerin ve politikacıların da radarına girdi. Geniş kitlelere ulaşma potansiyeli olan bu kişiler, projelere yalnızca yatırımcı olarak değil, aynı zamanda pazarlama unsuru olarak da katkı sağlıyorlar.
Trump’ın durumunda ise bu katkı iki yönlü: Hem yatırımcı hem de kamuoyu nezdinde dikkat çeken bir figür. Bu pozisyon, DeFi projelerine daha fazla kullanıcı kazandırabilir; ancak aynı zamanda çıkar çatışmaları, şeffaflık sorunları ve siyasi nüfuzun finansal alana taşınması gibi riskleri de beraberinde getiriyor.
I know Trump's crypto scams can seem hard to understand. So I went the Senate floor to break down the most outrageous one.
A foreign government is investing $2 billion in Trump's coin to get favorable treatment from the Administration. A wild corruption.
Here's how it works. pic.twitter.com/pxLSlZH2QN
— Chris Murphy 🟧 (@ChrisMurphyCT) May 13, 2025
Trump’ın 57 milyon dolarlık kripto geliri, yalnızca bireysel bir yatırım başarısı değil. Aynı zamanda politika, para ve teknoloji arasındaki yeni ilişki biçiminin de bir yansıması. Merkeziyetsiz finans sistemleri, teoride herkesin eşit söz hakkına sahip olduğu şeffaf yapılar olarak tasarlanmış olsa da, pratikte bu tür figürlerin varlığı sisteme gölge düşürebiliyor.
Bu durum, platform yönetişiminin demokratikliği konusunda da soru işaretleri doğuruyor. Özellikle büyük token sahiplerinin topluluk kararlarını tek başına yönlendirme riski, DeFi’nin merkeziyetsizlik ilkesine ciddi zarar verebilir.
Trump’ın World Liberty Financial’den elde ettiği gelirle ilgili açıklamalar, Amerikan kamuoyunda ve uluslararası medya çevrelerinde etik tartışmaları da beraberinde getirdi. Politik figürlerin kişisel kripto yatırımlarını nasıl değerlendirdiği, görevde olup olmadıklarına bakılmaksızın önem arz ediyor. Çünkü bu yatırımlar, hem kamu güveni hem de yasa yapıcılar üzerindeki etkiler açısından hayati sorular doğuruyor:
Soruların yanıtı, kripto yatırımlarının şeffaflığını ve politik etkisini belirlemede kritik rol oynayacak.
Bitcoin fiyatı, İsrail-İran gerilimi ve artan petrol fiyatlarına rağmen yatay seyrediyor. Raoul Pal’a göre BTC, jeopolitik gelişmelerden çok küresel para arzına duyarlı; likidite artarsa fiyat da yükseliyor.
Solana fiyatı, ters omuz-baş-omuz ve falling wedge formasyonlarıyla yükseliş sinyalleri veriyor. 155 doların üzerindeki kırılım, 195 – 278 dolar aralığında yeni hedefleri gündeme getirebilir. Ancak 145 dolar altı risk oluşturuyor.
Ethereum’da stake edilen ETH miktarı 34,6 milyon ile rekor kırdı. Borsalardaki ETH rezervi 2015’ten bu yana en düşük seviyede. Kurumsal alımlar ve balinaların birikimi, arz sıkışması riskini artırıyor. Bu da ETH fiyatında olası bir sıçramaya işaret ediyor.
Ethereum (ETH), hem zincir üstü verilerde hem de yatırımcı güveninde önemli sinyaller veriyor. Geçtiğimiz hafta Ethereum spot ETF’lerine gerçekleşen devasa sermaye girişi, kurumsal yatırımcıların ETH’ye yönelik yükselen ilgisini net bir şekilde ortaya koydu. Bu gelişme, Ethereum fiyatının önümüzdeki haftalarda yeni bir ralliye hazırlanabileceği yönündeki beklentileri artırıyor. ETF’lere 530 Milyon Dolarlık Dev Akış Glassnode verilerine göre, […]