Trump ailesi, DeFi ve stablecoin platformu World Liberty Financial’daki (WLF) %20’lik hissesini satarak kripto dünyasında ses getirdi.
Forbes’un haberine göre aileye bağlı DT Marks DeFi LLC’nin platformdaki payı, Aralık 2024’te %75 seviyesindeyken, Haziran 2025 itibarıyla %40’a geriledi. Bu satışlardan elde edilen tahmini kazanç ise onlarca milyon dolar seviyesinde.
Yapılan satışlar ABD’de stablecoinlere yönelik yeni yasalar tartışılırken ve Başkan Trump’ın kripto sektöründeki rolü kamuoyunda sorgulanırken gerçekleşti. Zamanlama, tesadüften çok daha fazlasını işaret ediyor.
Ailenin hisse satışları, tam da ABD Kongresi’nin GENIUS Yasası üzerinde çalıştığı bir döneme denk geldi. Özellikle bu yasa WLF’nin USD1 gibi ödeme odaklı stablecoinlerini düzenlemeyi hedefliyor.
Trump ailesinin hem kripto ekosisteminde hem de siyasetteki aktif rolü şu soruları kaçınılmaz kılıyor:
Trump ailesinin WLF’deki %20’lik hisseyi satması, kripto sektöründen ciddi kâr elde ettiklerini kanıtlıyor. Ancak %40’lık paylarıyla hâlâ platformda güçlü bir etkileri var. Kripto düzenlemeleri tartışılırken çıkar çatışması endişeleri büyüyor. Asıl soru şu: Yeni kripto yasalarından gerçekten kim kazançlı çıkacak?
Zengin Baba Yoksul Baba kitabının yazarı Robert Kiyosaki, Bitcoin hakkında yaptığı cesur öngörüyle bir kez daha dikkatleri üzerine çekti.
Güney Kore Finansal Hizmetler Komisyonu (FSC), spot kripto borsa yatırım fonlarının (ETF) piyasaya sürülmesini desteklemek için bir yol haritası hazırlıyor. Bu fonların 2025 yılının ikinci yarısında piyasaya sunulması planlanıyor.
Orta Doğu’da patlak veren yeni çatışmaların ve Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikalarına dair güvercin olmayan beklentilerin gölgesinde bile, Bitcoin beş haftadan fazla bir süredir 100.000 dolar seviyesinin üzerinde rahat bir şekilde işlem görmeye devam ediyor.
Bitcoin’in 105.000 dolar civarındaki uzun süredir devam eden yatay fiyat hareketi, birçok analist tarafından 2021 yılındaki piyasa zirvesine benzetiliyor. Bu benzetme, kripto para piyasasında tarihin tekerrür edebileceği yönündeki endişeleri de beraberinde getiriyor.