Staking projeleri yüksek getiri ve pasif gelir arayışıyla yatırımcı ilgisini hızla artırdı. Kurumsal katılım ve likit staking protokolleri bu ilgiyi desteklerken bazı projelerdeki aşırı vaatler balon endişelerini gündeme getiriyor. Risk ve fırsatlar projeye ve stratejiye göre değişiyor.
Yatırımcılar sadece varlıklarını elde tutarak pasif gelir elde etme imkânı sunan bu modelin sunduğu avantajları yeniden keşfediyor. Özellikle Ethereum’un proof-of-stake’e geçişi sonrası artan benimseme yeni nesil blockchain projelerinin de benzer mekanizmalarla öne çıkmasını sağladı. Aynı zamanda merkeziyetsiz finans (DeFi) uygulamalarının büyümesi staking’i yalnızca bir kazanç modeli değil ekosistem katılımının da temel unsurlarından biri haline getirdi.
Yüksek getiri arayışı kripto yatırımcılarının son dönemde staking projelerine artan ilgisinin temelinde yer alıyor.
Geleneksel finansal araçların düşük faiz sunduğu bir ortamda yatırımcılar sermayelerini daha verimli değerlendirebilecekleri alternatif yollar aramaya başladı. Bu noktada staking, hem kripto varlıkların elde tutulmasını teşvik eden hem de düzenli pasif gelir imkânı sunan bir mekanizma olarak öne çıktı.
Make your money work for you with OKX Earn now available in the US
🎯 Earn up to 15% yield
🔗 Stake top tokens
⚡️ No bridges, no hassleStart today – just tap, stake and earn → https://t.co/iqwRO7iklr pic.twitter.com/lmILbUjGmD
— OKX (@okx) June 24, 2025
Staking’in sunduğu pasif gelir modeli özellikle kısa vadeli al-sat stratejilerinden uzak duran ve uzun vadeli pozisyonlarını değerlendirmek isteyen yatırımcılar için cazip hale geldi. Bunun yanında platformların sunduğu yüksek APY (yıllık yüzde getiri) oranları ve bonus teşvikler, staking’i sadece güvenli değil, aynı zamanda getirisi yüksek bir yatırım seçeneği olarak konumlandırdı.
Yatırımcıların birçoğu staking’i sadece gelir sağlama yöntemi olarak değil projelere olan desteklerinin bir göstergesi olarak da görüyor. Bu bağlamda yatırımcıların hem zincir üzerindeki katılımlarını artırmaları hem de ağ güvenliğine katkı sağlamaları projelere olan bağlılıklarını güçlendiriyor.
Büyük fonlar, fintech şirketleri ve borsalar staking destekli ürünler geliştirerek bu alandaki güveni ve görünürlüğü artırıyor.
Kurumsal katılım sadece sermaye büyüklüğü açısından değil aynı zamanda staking altyapısına olan inancın artması bakımından da önemli bir sinyal veriyor. Bu gelişmelerin paralelinde yeni nesil staking protokolleri de kullanıcı dostu arayüzler esnek kilitleme seçenekleri ve daha şeffaf getiri modelleriyle öne çıkıyor.
Geleneksel lock-up sistemlerinin aksine, likit staking çözümleri sayesinde kullanıcılar hem getiri elde edebiliyor hem de fonlarını istedikleri an kullanabiliyor. Bu da staking’in katı bir yatırım biçimi olmaktan çıkıp daha esnek ve yaygın bir finansal araç haline gelmesini sağlıyor.
Düzenleyici belirsizliklerin kısmen azalması ve bazı bölgelerde staking’e dair net yasal çerçevelerin oluşması ekosisteme olan güveni güçlendiren başka bir etken.
Regülasyonlar sayesinde kurumsal aktörler daha açık ve riskleri yönetilebilir koşullarda bu alana dahil olabiliyor.
DEVAMINI OKU:
Binance Yeni Listelenecek Coinler – Güncel Projeler
Staking projeleri son dönemde yatırımcılar arasında hızla popülerleşti. Kimileri bunu düşük riskli ve sürdürülebilir bir pasif gelir modeli olarak görürken kimileri ise aşırı getiri vaatlerinin yeni bir balona işaret ettiğini savunuyor.
Staking varlıkların ağda kilitlenerek gelir elde edilmesini sağlarken aynı zamanda piyasadan çekilen arz ile fiyatları destekleyebiliyor. Ancak yüksek APY sunan projeler arasında ekonomik temeli zayıf olanlar da bulunuyor. Bu durum bazı projelerin sürdürülemez yapılarla şiştiği yönünde eleştiriler doğuruyor.
Kilitli varlıklar nedeniyle likidite sorunları yaşanabileceği için staking her zaman düşük riskli olarak nitelendirilemeyebilir. Dolayısıyla staking’in güvenli mi yoksa spekülatif bir balon mu olduğu projeye ve yatırımcının stratejisine göre değişebilir.
XRP piyasasında yeniden tedirginlik rüzgarları esiyor. Ripple’ın kurucu ortağı Chris Larsen’e ait cüzdandan yapılan yüksek hacimli XRP transferleri, yatırımcıları endişelendirdi.
Eğer XRP, önümüzdeki 10 yıl içinde SWIFT işlem hacminin %28’ini üstlenirse, fiyatının üç haneli seviyelere ulaşma potansiyeli bulunuyor.
Ripple-SEC davası, kapanmamış dosyası ve siyasi yansımalarıyla kripto dünyasının odağına yeniden oturdu.
Amerika merkezli Bitcoin madencilik şirketi BitMine Immersion Technologies, kripto para piyasasında dikkat çekici bir hamle yaptı. Şirket, yalnızca iki hafta gibi kısa bir süre içinde 566.776 adet Ethereum (ETH) satın alarak kripto piyasasında yeni bir dönemin fitilini ateşledi. Bu alım, yaklaşık 2,03 milyar dolarlık bir değere ulaşıyor ve BitMine’i, stratejik rezervler arasında en büyük Ether sahibi konumuna yeniden taşıdı.