Tarih boyunca kriz dönemlerinde güvenli liman olan altın, insanlık için sadece parlak bir metal değil; ekonomik istikrarın sembolü oldu. Antik Mısır’dan Roma’ya, 20. yüzyıldaki Bretton Woods sistemine kadar altın, servetin ölçüsüydü. Fiziksel dayanıklılığı, kıtlığı ve kültürel değeri onu nesiller boyunca cazip kıldı.
Modern dönemde de bu değişmedi. 2008 finans krizinde altın fiyatları iki katına çıktı. 2020’deki pandemi ve 2022–2023 arasında yaşanan enflasyon dalgasında altın yeniden rekor seviyelere ulaştı. 2025 başında ons başına 3.400 doları gören altın, hem merkez bankalarının hem de bireysel yatırımcıların ilgisini koruyor.
Last time the Fed was this far behind the curve was 2007. Gold rose 3X from $700/oz to $1,900/oz over the next four years. Chillax and enjoy the ride! pic.twitter.com/JFYbzWUb2n
— Garrett Goggin, CFA & CMT (@GarrettGoggin) September 17, 2024
2009’da hayatımıza giren Bitcoin, ilk başta sadece bir deneydi. Ancak zamanla arzının sınırlı olması (maksimum 21 milyon coin), merkeziyetsiz yapısı ve sansüre karşı dirençli olması gibi özellikleriyle dijital altın benzetmesini kazandı.
2015 sonrası, Bitcoin’in Gold 2.0 olarak anılması hız kazandı. Özellikle kurumsal yatırımcılar bu tanıma ilgi göstermeye başladı. BlackRock CEO’su Larry Fink, 2024’te Bitcoin’i altına alternatif olarak tanımladı. Hızlı transfer edilebilirlik, bölünebilirlik ve küresel erişim gibi avantajları, onu yeni nesil yatırımcılar için cazip hâle getirdi.
Bitcoin hâlâ volatil bir varlık. %15–20 oranında günlük oynaklık gösterebilen bir enstrüman olduğu için, bazı yatırımcılar için cazip olsa da, diğerleri için hâlâ riskli bulunuyor.
Fiziksel vs Dijital: Altın elle tutulabilir, Bitcoin yalnızca dijital cüzdanlarda saklanabilir.
Tedarik: Altın yer altından çıkarılır, Bitcoin ise kodla sınırlıdır. 21 milyon adet.
Likidite ve hız: Bitcoin saniyeler içinde dünyanın her yerine transfer edilebilir. Altın ise saklama ve taşıma gerektirir.
Volatilite: Altın daha istikrarlıdır. Bitcoin yüksek oynaklık sunar. Bu da fırsat ve risk demektir.
Yasal statü: Altın küresel olarak tanınırken, Bitcoin bazı ülkelerde yasal gri alanda bulunuyor.
Son yıllarda merkez bankaları altın alımlarını artırdı. 2022’de dünya çapında 1.136 ton altın alımı gerçekleşti. Bu, 1950’den beri en yüksek seviye. Türkiye, Çin, Hindistan gibi ülkeler, dolar bağımlılığını azaltmak için rezervlerini altınla çeşitlendiriyor.
Bitcoin tarafında ise BlackRock, Fidelity ve JPMorgan gibi devler Bitcoin ETF’leriyle piyasaya girdi. 2025 başında Bitcoin fonlarına milyarlarca dolar aktı. Ancak yine de Bitcoin, altına kıyasla daha çok “yüksek riskli varlık” kategorisinde konumlanıyor. Yatırımcılar, portföylerinde genellikle altını temel güvenlik, Bitcoin’i ise büyüme potansiyeli için tutuyor.
Fiziksel altınla uğraşmak istemeyenler için blockchain destekli çözümler de gelişiyor. PAX Gold (PAXG) ve Tether Gold (XAU₮) gibi tokenlar, gerçek altınla birebir destekli. Yani her token arkasında fiziksel bir altın bulunuyor.
PAXG, New York merkezli Paxos tarafından çıkarılıyor ve kullanıcılar sahip oldukları tokenların hangi altınla bağlantılı olduğunu görebiliyor. Tether Gold ise İsviçre’deki kasalarda saklanıyor, ancak şeffaflık açısından PAXG kadar güçlü değil.
Tokenleştirilmiş altın, küçük yatırımcıya dijital ortamda 7/24 altın yatırımı yapma fırsatı sunuyor. Ancak bu sistemler de ihraççı kurumlara duyulan güvene bağlı olduğu için dikkatli hareket etmek gerekiyor.
Altın ve Bitcoin artık birbirine rakip değil, tamamlayıcı yatırım araçları hâline geliyor. Kimi yatırımcı güvenli liman olarak altını tercih ederken, yenilikçi ve yüksek getiri arayanlar Bitcoin’e yöneliyor. Hatta birçok portföy artık her ikisini de içeriyor. Biri istikrar için, diğeri büyüme için.
Sonuç olarak, 21. yüzyılın yatırımcısı hem binlerce yıllık bir mirasa hem de dijital devrime aynı anda yatırım yapabiliyor. Ve bu, finans tarihinde yeni bir çağın kapısını aralıyor.
Trump Media, Bitcoin, Ethereum, Solana, XRP ve Cronos içeren yeni bir kripto ETF için SEC’e başvurdu. Yeni ürün, yatırımcılara klasik kripto risklerinden korunarak yatırım imkanı sunarken, kripto piyasasına kurumsal sermaye çekerek daha geniş bir büyüme potansiyeli yaratması bekleniyor.
Fransız yarı iletken şirketi Sequans Communications, Bitcoin satın alma stratejisini başlatmak amacıyla 384 milyon dolarlık bir özel sermaye artırımı gerçekleştirdi. Şirket, fonun tamamını BTC alımında kullanmayı planlıyor.
Japon yatırım şirketi Metaplanet, stratejisinin ikinci aşamasında elindeki 15.555 BTC’yi teminat olarak kullanarak dijital banka dahil kârlı işletmeler satın almayı hedefliyor. Şirket, 2027’ye kadar 210.000 BTC ile toplam arzın %1’ine ulaşmayı planlıyor.
ReserveOne’ın SPAC birleşmesiyle Nasdaq’ta halka arzı 2025’in dördüncü çeyreğinde tamamlanacak. Şirket, Bitcoin merkezli portföyü ve kurumsal yatırımcıya özel hizmetleriyle RONE koduyla işlem görmeye başlayacak.