Ethereum staking giderek daha popüler hale geliyor. Ancak doğrulayıcı (validator) sayısı arttıkça, ağ üzerindeki güç birkaç büyük oyuncuda toplanmaya başlıyor. Bu durum, Ethereum ağının başlangıçta vaat ettiği merkeziyetsizliğe nasıl etki ediyor? Ve bu gelişme, DeFi ekosisteminde ETH likiditesini nasıl etkiliyor?
35 milyondan fazla ETH, staking sözleşmelerine kilitlenmiş durumda. Bu, toplam arzın yaklaşık üçte birine denk geliyor ve tahmini değeri 84 milyar doları aşıyor. Son haftalarda buna yarım milyon ETH daha eklendi. İlgi büyük ve hızla artıyor.
Büyüme, dağılım açısından aynı şekilde ilerlemiyor. Doğrulayıcı sayısının artmasına rağmen, stake edilen varlıkların büyük bölümü birkaç aktörün elinde toplanıyor. Bu da “Ethereum projesinin iplerini kim tutuyor?” sorusunu gündeme getiriyor.
More than 35 million ETH are now locked in staking, effectively locking nearly 30% of the total ETH supply pic.twitter.com/4RTApX2zdN
— Sentora (previously IntoTheBlock) (@SentoraHQ) June 27, 2025
Üç isim öne çıkıyor: Lido, Binance ve Coinbase. Bu üçlü, toplam doğrulayıcı bakiyelerinin yaklaşık %40’ını kontrol ediyor. Lido tek başına 8,7 milyon ETH ile lider konumda ve bu da toplamın %25’ine karşılık geliyor. Binance ve Coinbase ise her biri yaklaşık 7,5 milyon ETH ile onu takip ediyor.
Yoğunlaşmış bir yapı risk taşımakta. Ethereum analiz platformu Sentora’nın verilerine göre, bu oyunculardan biri bile devre dışı kalsa ya da etkilenmiş olsa, yeni oluşturulan blokların neredeyse yarısı risk altında kalabilir. Bu, merkeziyetsizlik hedefi güden bir ağ için ciddi bir tehdit.
Sentora: 25% of all staked ETH is controlled by Lido, while Binance and Coinbase each validate ~7.5%. This brings the total of these three top validators to ~40%. pic.twitter.com/8uXKnh49jF
— NekoZ (@NekozTek) June 29, 2025
ETH’nin yaklaşık dörtte biri staking yoluyla kilitlenmiş durumda. Buna uzun vadeli kilitlenmiş olan %19’luk kısmı da eklediğimizde, serbest şekilde işlem görebilen ETH miktarı giderek azalıyor. Bu da arz daralması nedeniyle fiyat dalgalanmalarının (volatilitenin) artmasına yol açıyor.
DeFi alanında da bu etki hissediliyor. stETH, rETH ve frxETH gibi likit staking token’ları daha kıt hale geldikçe, borçlanma faizleri yükseliyor. Bu kıtlık, borç protokollerinde dengesizlik yaratıyor ve kullanıcıların sermaye bulmasını daha maliyetli hale getiriyor.
Artık kurumsal yatırımcılar da staking’e yönelmiş durumda. SEC’in mayıs ayında yönergelerini güncellemesiyle birlikte, yasal çerçeve biraz daha netleşti. Bu durum, büyük yatırımcılar için daha az risk ve staking yoluyla gelir elde etme fırsatı anlamına geliyor.
🚨 BREAKING: The SEC’s Division of Corporate Finance just clarified that staking in Proof-of-Stake networks is NOT a security 🧾⚖️
That’s a green light for ETH staking ETFs 🧱📈
Yield-bearing, deflationary, and now institutionally compliant…
ETH just became Wall Street’s… pic.twitter.com/5FUxprFlwO
— Leo Lanza | ETHisDigitalOil.eth (@l3olanza) May 30, 2025
Peki bu neye yol açıyor? Zaten büyük sermayelerin bulunduğu platformlar, kurumsal yatırımcılar için daha cazip hale geliyor. Küçük doğrulayıcılar ise sistemde anlamlı bir yer edinmekte zorlanıyor. Böylece ağ üzerinde daha fazla güç, daha az sayıda oyuncunun elinde toplanıyor.
How are institutions approaching ETH staking in 2025?
Explore the $89b Ethereum staking market in this detailed report for institutional investors ↓https://t.co/5p85RyjD2n
Ft. contributions from @P2Pvalidator, @ether_fi, @symbioticfi, @eigenlayer, @ChorusOne, @Kiln_finance,… pic.twitter.com/Y3k3Hzqnm6
— Staking Rewards (@StakingRewards) June 3, 2025
Ethereum staking kesinlikle güçlü bir büyüme gösteriyor. Bu, protokole duyulan güvenin ve ekonomik modelin geçerliliğinin bir göstergesi. Ancak bu büyüme aynı zamanda merkeziyetçiliğin artması, piyasa likiditesinin azalması ve birkaç büyük oyuncunun hâkimiyet kurması gibi sorunları da beraberinde getiriyor.
Ethereum topluluğu, bu süreci sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için yeni kuralları ve dengeleyici adımları tartışmak zorunda kalabilir. Örneğin; büyük oyuncular için sınırlamalar getirilebilir, küçük doğrulayıcılar desteklenebilir ya da büyük staking platformları için şeffaflık kuralları uygulanabilir. Böylece staking, ağın geleceği için sağlam bir temel olmaya devam ederken, güç tek bir merkezde toplanmaz.
Shiba Inu (SHIB), balina birikimi ve Inside Week formasyonuyla yeniden yükseliş sinyalleri veriyor. Zincir üstü veriler ve teknik göstergeler olası bir kırılım öncesi fiyat sıkışmasını işaret ediyor. Artan yatırımcı ilgisi ve pozitif piyasa duyarlılığı, SHIB için toparlanma beklentilerini güçlendiriyor.
XRP, tarihinin en yüksek seviyesinde yaklaşık 190 milyar dolarlık bir piyasa değerine ulaşmıştı. Peki Shiba Inu (SHIB), bu değere ulaşsaydı ne olurdu?
Pi Network’ün Yapay Zekâ ve Directory Staking adımları piyasada beklenen etkiyi yaratmadı. Teknik belirsizlikler ve likidite sorunları yatırımcı güvenini zayıflatırken fiyatın duraklamasına neden oldu.
Ripple, 27 Haziran’da yaptığı açıklamada, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile yıllardır süren davayı sonlandırma kararı aldığını duyurdu. Şirket, 125 milyon dolarlık para cezasını kabul ederek temyiz başvurusunu geri çekeceğini duyurdu.